Cumartesi

sislipus


sabah soğuğunda kendini hayalet şehrin sokaklarına atmak diriltici. sisle birlikte yalnızca soğuk insanın içine işlemiyor, bir hafta sonu çok erken bir saatte kış güneşinin henüz doğru düzgün aydınlatamadığı sokaktaki eser miktardaki insanın varlığı ve kendi kendilerine yanıp sönen işlevsiz trafik lambaları da bir başka dramatik boyut kazanıyor. şehrin tükenmek üzere olan soluğunun soğuk havada bıraktığı su buharı gibi. ve biz, sokaklardaki bir kaç insan ve ben, ölmeye çoktan karar vermiş bir kenti inatla ya da ümitsizce diriltmeye çalışıyoruz. uykudan uyandırmak değil bu, basbaya diriltmek. inanmak için burada olmak gerekiyor. ama şimdi sıcak odama geri dönmüşken bana bile gerçek görünmüyor artık her gün yeniden ölen bu şehir.

Hiç yorum yok: