- sen, mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?
- ben de ne zamandır bu soruyu sormanı belkiyordum Nazımım. yapamam. ama gün gelir, biri senin resmini yapar. saçların alev almış, gözlerin menevişli olur. onu poster diye basarlar duvara asmalık. altına da bir bu kadar bilindik şiirini koyarlar. var ya hani, en güzel... diye başlayan en bildik kısmı. sonra on beşinde bir yeni yetmenin odasını süslersin. şiir okumasa da, üzgün olunca mutluluğa benzer bir şeyler hissetmek için seninkine bir göz atıp yanağını okşar.
- okşadığı ne benimdir, ne de mutluluğun resmi. benim resmimdir, sadece bir resimdir.
- öyledir elbet. ama umuda yataklık yapma becerisine de sahiptir aynı zamanda. bıraksan al çeperli elma da öyle olacaktı. sen istiyorsun ki işin kolayına kaçmayalım. hak edilmiş bir şey olsun mutluluk. bir zafer, fetih olsun, bayrağımızı dikelim mutluluğun topraklarına. acının içinden geçince mutluluğa varalım. ya da belki sen değilsin bunları isteyen. öte yandan sen de çok iyi biliyorsun ki mutluluk nasıl gelirse gelsin çok şükür diyene kadar zaten uçup gitmiş olacak. bak üzerine bir on sene daha koy, kendini mutsuzlukla dibine kadar kanırttığı anda eski yeni yetmenin aklına senin acılarının iması o resim, o şiir gelecek. ama boş verelim bunları. senin yolun uzun. kahveni soğutma, hadi.
Yolcu Tiyatro’dan yeni oyun: Muhammed Ali
-
Gerçek bir Muhammed Ali gibi vurmayı beklerken, ringde bambaşka bir
Muhammed Ali yaratıyor ve hikâyesine atılan tüm taşları avucunda tutuyor.
5 yorum:
ya mutluluğun bulaşığını yıkayabilir misin Abidin? mesela tozlarını silebilir misin mutluluğun? öyle yorgunum argınım, bunları yapabilsen ne mutlu olurdum.
lafı mı olur? mutluluk dediğin elinin kiri.
belki de an parcalari ve onlar arasindaki olasi bosluklardan ibaret bir hayat surdurdugumuzu anlamanin vakti geldi de geciyor.
"an"ın ya da parçasının alglanmasında sorun var. hayata dair kavrayış "an"da kendini tüketiyor, miyadını dolduruyor ve "an"dan sonra ancak güçlükle yeniden şekilleniyor. gibi. ne dediğimi ben de bilmiyorum.
soyle dusunelim, tipki kalbin atisini gosteren grafikler gibi... zirvenin ne kadar kisa surdugune dikkat edin lutfen.
biraz matematik konusursak; o noktada turev dahi alamayiz. cunku sagdan ve soldan turev baska bir deyisle sagdan ve soldan egimler farklidir.
biraz da hayat konusursak; kabul etsek de etmesek de o an o kadar kisa surer ki birakin resmini yapmayi, fotograflanamaz bile. farkina vardigimiz anda gecmiste kalmistir. yani yasanamaz bile, sadece hatirlanabilir.
Yorum Gönder