Pazartesi

alıntı

bir alıntı yapıyorum. bir sahnenin anlatıcılığına sığınıyorum. kendi sözüme güvenim yok. kısacık olmalı. anlaşılır olmalı. her soruya cevap verebilmeli. olası soruları sıralıyorum deneme olsun diye. hepsine gereken cevapları veriyor sahne. güveniyorum. paylaşıyorum alıntımı. sonra öteki okuyor, anlamaya çalışıyor ve sorular soruyor. ama benim sorduklarımı değil. zaten sorun orada başlamıştı. gene orada çözülemiyor. cevaplar benim aklımın ucundan bile geçmemiş. aklım ermemiş. sonra fark ediyorum ki onun aldığı cevaptan ben bambaşka bir soruya varıyorum. bu en yeni, doğru soru olmasa da başka olmasından mütevellit kayda değer. öteki beni anlamasa da ben kendimi bir başka türlü anlıyorum bu sefer. alıntıladığım, beni beklemediğim şekilde gözetiyor.

Hiç yorum yok: