Çarşamba

gibt es?

bugün bir köşede okunmadan zamanını dolduran, ve dahi tozlanan kitapları kütüphaneye iade etmeden hemen önce, anlamayı pek isteyip nasılsa anlamayacağım için elimi bile sürmediğim iki kitaptan birini çantadan çıkartıp rastgele bir sayfasını açtığımda gözüme o çok meşhur cümle ilişti.
"es gibt kein richtiges leben im falschen", dedi bana Adorno.
"nasıl yani, anlamadım", dedim ben. bana kötü kötü baktı. korkumdan kitapları vermeden evime döndüm.

Hiç yorum yok: