Pazar

uhuh çizgisi

bir kaç zamandır, hafızalarda yer eden her lise öğretmeni gibi nevi şahsına münhasır bir insan olan resim hocamız Z. misali kafamı hafifçe geriye atıp göğsümü ovuştura ovuştura "yavrum yapmayın galbim sıkışıyor" diye hırıldamak istiyorum. hissettiklerim, natürmort konusunu işleyeceği derse model niyetine getirdiği turunçgil ağırlıklı meyve yığını, o sınıfı turlarken pis öğrenci milleti tarafından yendiğinde ve masasına dönünce sadece bir kabuk yığını bulduğunda hissettiği şeylerle şaşırtıcı bir benzerlik gösteriyor olabilir eğer bu konudaki varsayımlarımda yanılmıyorsam. serzenişlerinin işe yaramadığı noktalarda uyguladığı ağzından tükürükler saçtıran kesikli bağırışlarını da benimsememe az mı kaldı ne? bağırdığı sürece sesin şiddetinden sımsıkı kapalı, kesintilerde hiç olmadığı kadar büyümüş küçücük gözlerindeki bakış bir adamı öldürebilir ama bir liseliye işlemez. o da muhtemelen bunu biliyordu. beni ise şimdilik ipek örtünün ardından gözümün içine parlayan güneşin gölge oyunuyla irileştirdiği kar taneleri idare ediyor. peh!

Hiç yorum yok: