Salı

die casting

günlerdir insan ölçüp biçiyoruz. gerekçemiz ev kastingi. gerçi geçen senelerden farklı olarak yalnız değilim. hem 30 yerine topu topu 8 talip geldi bu sefer. gene de mutfakta oturur ve günün üçüncü kahvesi eşliğinde, eldeki azıcık malzemeyle karşıdakini anlamaya/kendini anlatmaya çalışırken sarfedilen tekrar kokulu cümlelerden midem bulandı. sadece benimkiler değil. her ne kadar ben o anda ilk defa duyuyor olsam da onların bizimkinden önce baktıkları diğer evlerde aynı dizilimle tekrarladıkları ve daha sonraki evlerde tekrarlamaya devam edecekleri baştan kokan ardışık kelimeler. bağlamın ve zamanın aralığının dar oluşu aslında gündelik hayatta daha seyrek de olsa sürekli tekrarlayan bu durumu çekilmez kılıyor. belki de diyorum, ilk arayanı almalıydık eve. sorgusuz sualsiz. daha insancıl olurdu. ama hayır. ince elenecek, sık dokunacak. her türden aykırılık gizli bakışmalarla tenkit edilecek. kapı artlarından kapanır kapanmaz çarpık gülümsemelerle bu neydi ifadeleri takınılacak. ben burada günah çıkartacağım.

Hiç yorum yok: